Türkiye, Hemofili Tedavisinde Memleketler arası Hasta Tedavisinde Önder

Türkiye Hemofili Derneği ve Hemofili Dernekleri Federasyonu iştirakinde yapılmakta olan 21. Milletlerarası Türkiye Hemofili Kongresi bu yıl 26-28 Eylül 2024 tarihlerinde İstanbul Üniversitesi iş birliği ile İstanbul Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Kalıtsal kanama bozukluğu olanlar, yakınları, ilgili sıhhat mensupları ve sanayi temsilcileri olmak üzere 437 kişi kongreye iştirak sağladı.

Kalıtsal kanama bozukluklarında farkındalık, hayat kalitesi ve en yeni tedavi usullerinin ele alındığı 21. Memleketler arası Türkiye Hemofili Kongresi’nin ikinci gününde, değerli isimlerin iştirakiyle basın toplantısı düzenlendi.

İstanbul Üniversitesi Rektörü ve Türkiye Hemofili Derneği Lideri Prof. Dr. Bülent Zülfikar; kongrenin sırf uzman sıhhat profesyonellerini değil, birebir vakitte hasta ve hasta yakınlarını da bir ortaya getirdiğini belirtti. Kongrenin bu tarafıyla hem hastaların tedavi süreçlerinde farkındalığı artırdığını hem de sıhhat profesyonellerinin tedavi süreçlerini direkt birincil kaynaklardan öğrenmelerine katkı sağladığını vurguladı.

Prof. Dr. Bülent Zülfikar, Türkiye’nin hemofili tedavisinde milletlerarası hasta kabul eden ülkeler ortasındaki değerli bir rolü olduğundan bahsederek kelamlarına şöyle devam etti: “Türkiye’nin başarılı tabiplerinin ve tedavi süreçlerindeki erişilebilirliğin, Türkiye’yi yabancı hastalar için kıymetli ve öncelikli bir hale getirdiğini görüyoruz. Türkiye’de 80 bin ve dünyada 1 milyonun üzerinde kalıtsal kanama bozukluğu olan kişi bulunuyor. Bu sayılar ışığında tedavinin ulaşılabilirliği kritik ehemmiyet taşıyor. Hemofili ve başka kalıtsal kanama bozuklukları, ömür uzunluğu süren ve hayat kalitesini birincil derecede etkileyen az hastalıklardır. Türkiye, bu hastalıkların teşhis ve tedavisini fiyatsız olarak gerçekleştiriyor. Bu merkezlerin ekonomik olarak ulaşılabilir olması ve tabip kalitesi sayesinde milletlerarası arenada ülkemizi daha güçlü hale getiriyor. Şu ana kadar ülkemize tedavi emelli gelen ülkeler ortasında; Azerbaycan, Arnavutluk, Libya, Afrika, Kırgızistan, Özbekistan, Irak yer alıyor.”

Hemofili Dernekleri Federasyonu Lideri Prof. Dr. Kaan Kavaklı, kalıtsal kanama bozukluğuna sahip bireylere umut olan gen tedavilerinde gelinen son durumu vurgulayarak, Türkiye’de hayli kıymetli klinik araştırmaların devam ettiğini belirtti. Ayrıyeten, hemofilik bireylerin ve yakınlarının tedavi süreçleri hakkında bilgilendirilmesinin büyük kıymet taşıdığını söyledi. Bu bilgilendirmelerin en tesirli adresinin kongreler olduğunu belirten Kavaklı, şu sözleri ekledi: "Her yıl kongremizin çatısı altında, hem dünyada hemofili tedavisinde gelinen son noktayı paylaşmanın memnunluğunu yaşıyoruz hem de geniş bir iştirakçi kitlesine mesken sahipliği yapıyoruz. Fizyoterapistlerden hemşirelere, tabiplerden hasta yakınlarına ve ilaç firmalarına kadar uzanan bu geniş iştirakçi portföyü ile herkes, üç gün boyunca değerli kazanımlar elde ediyor ve kongremizden pahalı bilgilerle ayrılıyor."

Tedavi ve Araştırmalarda Türkiye’nin Kıymetli Rolü

Prof. Dr. Bülent Zülfikar, Türkiye’nin milletlerarası klinik araştırmalardaki başkan pozisyonunu ve bu çalışmaların hemofili bireylere sunduğu yararları da anlattı. Ender hastalıklardan biri olan hemofili ile ilgili son yıllarda değerli bilimsel gelişmeler kaydedildiğini belirten Zülfikar, hastaların hayat kalitelerini artırmayı hedefleyen yeni tedavi tekniklerinin bu alandaki klinik araştırma yatırımlarıyla desteklenmesinin ülkemize bilim alanında değerli geri dönüşleri olduğunu söyledi.

Dünya Hemofili Federasyonu Başkanı Cesar Garrido, hemofili hastalarının dünya genelinde tedavi süreçlerindeki iyileşmelerden kelam ederken, Türkiye’nin bu alanda kaydettiği büyük ilerlemeye dikkat çekti. Türkiye'nin hemofili tedavisini fiyatsız olarak sunan birinci 10 ülke ortasında yer aldığını belirterek, bunun dünya genelindeki kıymetini vurguladı. Ayrıyeten kongrelerin, hastaların derneklere ve tabiplere erişiminde kritik rol oynadığını belirtti. Türkiye Hemofili Derneği, Hemofili Dernekleri Federasyonu’nun ve Türk tabiplerin bu alanda yaptığı çalışmaların dünya genelinde yapılan araştırmalara olan katkısının yadsınamaz olduğundan bahseden Cesar Garrido; bu gayretlerinden ötürü kalıtsal kanama bozukluğu için çalışmalarıyla takviye veren tabiplere övgülerde bulundu.

Lyon Üniversitesi Hemostaz Merkezi Lideri Prof. Dr. Yeşim Dargaud, dünyada ve Türkiye’de uygulanan tedavi formüllerindeki yeniliklerden bahsetti. Klinik araştırmaların sisteme entegrasyonuyla birlikte, tedavi süreçlerinde süratli ilerlemeler kaydedildiğini söyledi. Ayrıyeten son yıllarda gen tedavisine yönelik klinik araştırmaların Türkiye’de ve dünyada ses getirdiğinden bahsetti. Bilhassa bayanlardaki kanama bozukluklarına yönelik çalışmaların da arttığını ve Türkiye’nin de bu alana yönelik çalışmalarının ehemmiyetini vurguladı.

Hemofili Nedir?

Hemofili, kanın pıhtılaşmasını sağlayan proteinlerin eksikliği ya da düzgün çalışmaması sonucunda ortaya çıkan kalıtsal bir kanama bozukluğudur. Bu durum, yaralanma ya da cerrahi müdahalelerde hastaların daha uzun mühlet kan kaybetmesine neden olur. Genetik olarak ebeveynlerden çocuklara geçen hemofili, dünya genelinde az görülen hastalık olarak tanımlanmaktadır. Gelişen tedavi formülleri ve sistemli bakım sayesinde, hemofilik bireylerlerin ömür kaliteleri kıymetli ölçüde artmıştır.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı