Güneş, klima ve havuz göz kuruluğunu artırıyor!

Gözlerde yanma, batma, kaşıntı, kızarıklık ve beraberinde gelen güçlü bir rahatlama ile ovuşturma muhtaçlığı... Bu belirtilerle kendini gösteren “göz kuruluğu” toplumda epey sık görülüyor. Yaz aylarında güneşin parlak ışıkları, çok sıcaklar, klima ve havuz üzere faktörler   kişinin hayat kalitesini etkileyen göz kuruluğunu daha da artırıyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Emre Sübay göz kuruluğunun kesinlikle ciddiye alınması ve kimi kolay fakat tesirli tedbirlerle sonuç alınamazsa doktora başvurulması gerektiğini, tedavi edilmediğinde görme kaybına dek varabilecek problemlere yol açabileceğini söylüyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Emre Sübay, göz kuruluğuna karşı alınması gereken 3 tesirli tedbiri anlattı, kıymetli ikazlar ve tekliflerde bulundu.

Göz enfeksiyonu ve kornea hasarına neden olabilir!

Gözlerimizin sıhhati için vazgeçilmez bir öge olan gözyaşı yalnızca duygusal durumumuzu tabir etmekle kalmıyor, birebir vakitte gözlerimizi nemlendiriyor, besliyor ve koruyor. Gözün ön yüzeyini kaplayan ince bir sinema katmanı oluşturan gözyaşı, gözün pürüzsüz ve net görmesini sağladığı üzere ayrıyeten gözlerimizi mikroorganizmalardan da koruyor. Gözyaşı üretiminin yetersiz olması yahut gözyaşının süratli buharlaşması sonucu ‘göz kuruluğu’ ortaya çıkarak gözlerde rahatsızlık ve görme sorunlarına yol açıyor. Göz kuruluğunun ekseriyetle; gözlerde yanma, batma, kaşıntı, kızarıklık, ışığa karşı hassasiyet, bulanık görme, gözlerde yorgunluk hissi, göz kırpma sıklığında artış ve sabahları gözlerin açılmasında zorluk formunda kendini gösterdiğini belirten Dr. Emre Sübay, “Basit bir rahatsızlık üzere görünse de, tedavi edilmeyen göz kuruluğu görme kalitesinin düşmesine, göz enfeksiyonlarına, kornea hasarına ve hatta önemli görme kayıplarına yer hazırlıyor. Ayrıyeten günlük aktiviteleri, iş performansını ve hayat kalitesini olumsuz etkiliyor” diyor.

Yazın bariz bir artış görülüyor
 

Göz kuruluğunun yaygın bir sorun olduğunu, bilhassa son yıllarda dijital aygıt kullanımının ve   klimaların yaygınlaşması, etraf kirliliği, alerjenlerin artması, ömür şekli değişiklikleri (uzun müddetli ekran karşısında çalışma, yetersiz uyku vb.), ileri yaş üzere etkenlerle çok daha sık karşılaşıldığını belirten Dr. Sübay, yaz mevsimine yönelik şartların da sorunu tetiklediğine dikkat çekerek şöyle konuşuyor: “Yaz aylarında; artan sıcaklık ve düşük nem gözyaşının süratli buharlaşmasına neden oluyor. Güneş ışınları ve rüzgar gözleri tahriş ederek gözyaşı sinema katmanını bozuyor. Klima kullanımı, havuz ve deniz suyu ile alerjiler de gözyaşı kuruluğunun çok daha fazla yaşanmasına yol açıyor.”

Göz kuruluğuna karşı 3 tesirli önlem!

 Göz kuruluğunun alınacak kolay ancak tesirli tedbirlerle önlenebileceğini vurgulayan  Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Emre Sübay, bu 3 tedbiri şöyle sıralıyor; 

• Kaliteli güneş gözlüğü kullanılmalı. Ultraviyole ışınlarından muhafazalı, geniş çerçeveli gözlükler tercih edilmeli. 
• Yeterli sıvı tüketilmeli. Günde en az 2-2.5 litre su içilmeli. 
• Hekim teklifiyle yapay gözyaşı damlası kullanılmalı. Bilhassa dışarıda uzun müddet kalındığında gözleri nemlendirmek için uygulanmalı.  

 20-20-20 kuralına nazaran ekran molası verin
 

Göz kuruluğu oluştuğunda yapılması gerekenlerin başında ise; sık sık göz kırpma, 20-20-20 kuralına nazaran ekran molalarına dikkat etme yani her 20 dakikada bir, 20 saniye boyunca 20 feet (6 metre) uzağa bakma, nemli kompres uygulaması ve göz etrafı masajının geldiğini belirten Dr. Emre Sübay “Bununla birlikte gözleri ovuşturmak, uzun mühlet kontakt lens kullanmak, sigara dumanı ve kirli hava ortamlarına maruz kalmak, çok alkol ve kafein tüketmek kesinlikle kaçınılması gerekenlerin başında yer alıyor” diyor. Bilhassa yaz aylarında sık karşılaşılan göz kuruluğunun gerçek yaklaşımlarla önlenebilen ve tedavi edilebilen bir sorun olduğunun altını çizen Dr. Emre Sübay, tedavi planının göz kuruluğu şikayetlerinin şiddetine ve altta yatan nedenlere nazaran oluşturulduğunu belirterek şöyle diyor: “Temel tedavi yaklaşımları yapay gözyaşı damlaları ve jeller, gözyaşı kanallarının tıkanması (punktum tıkaçları), Omega-3 desteği, çevresel faktörlerin düzenlenmesi (nem oranı, hava akımı vb.), ileri olaylarda anti-inflamatuar ilaçlar yahut özel kontakt lensleri kapsamaktadır.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı